Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit: Halkımıza olan saygımızdan dolayı susuyoruz ama gördüğünüz gibi onur intiharları oluyor. Artık buna susmak mümkün değil.
İzmir’de kaldıkları lojmanda intihar eden Güney Deniz Saha Komutanlığı’nda görevli Kıdemli Kurmay Albay Berk Erdem’in cenazesine katılan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit önemli açıklamalarda bulundu.
Levent Camii’ndeki törende konuşan Yiğit şunları söyledi:
AMİRALLERE SUİKAST İDDİASI
“Burada cenazemiz var onun dışında bana bir şey sormayın. Ben üst düzey bir komutanım. Üst düzey isimlere her zaman suikast ihbarı olabilir. Fakat beni esas üzen bu iddiaların masum subaylarım üzerine yıkılmasıdır böyle bir operasyonun. Bana düzenleneceği söylenen suikast iddiasında ismi geçen 2 albayım, eğer bana bir mermi sıkılırsa, bana bir hücum olursa göğsünü siper edecekler arkadaşlardır”
“HALKIMIN TAKDİRİNE SUNUYORUM”
Habur’dan terör örgütü üyeleri ellerini kollarını sallayarak giriyorlar ve benim bu personelim silahlı terör örgütü olmakla suçlanıyor. Bunu da halkımın takdirine sunuyorum. Biz halkımızın her zaman güvenine layık olmaya çalışıyoruz. Ben ve personelim silahlı kuvvetlerin diğer personeli gibi her zaman göreve hazırız”
“PERSONELİMİZİN NEFES ALIŞINI BİLE HİSSEDERİZ”
“Bu konuda yargı yapmadan önce masumiyet karinesini dikkate alarak, bu güzide subaylarımızı suçlamadan önce herkes aynı soruyu kendisine sorsun: Bu bana yapılsa ne yaparım ben personelimi tanıyan, bu personelimizin komutanları da büyük bir popülasyonu temsil etmiyoruz. Biz çok az bir mevcudu olan kuvvetiz. Bizim personelimiz teğmen çıktığı andan itibaren 20 sene içinde temayüz etmiş ise belirli görevlere gelir. Aynı gemi içinde 200 kişi yaşarız. Küçük gemilerde 40-50 kişi olur. Personelimizin nefes alışını dahi hissederiz. Bu rütbeye gelmiş personelimizin cunta ile suçlanması ve bizim bunu haber alamamamız kesinlikle mümkün değildir”
“HATA YAPAN PERSONELİM MUTLAKA VARDIR”
“55 bin kişiye kumanda eden bir kuvvetin komutanı olarak diğer kurumlarda olduğu gibi hata yapan personelim de mutlaka vardır. Biz hem bunları kendi içimizde ve gerekirse sivil yargı içinde gerekli cezaları almaları için de insiyatifimizi kullanırız. Deniz Kuvvetleri basının bildiği ya da bilmediği bir çok konuyu öne çıkarmıştır. Demokrasiye, hukukun üstünlüğüne saygılıyız. İçimizde hata yapanları da hiyerarşik mekanizmamız içinde cezalandırırız. Hiçbir kurum bizdeki ceza sistemini bizim kadar sağlıklı uygulayamaz. O kadar tititiz”
“BİZ PERSONELİMİZLE TEK VÜCUT HALİNDEYİZ”
“Şu ana kadar yargıya müdahale edecek bir şey söylemedim. Yargıya müdahaleyle ilgili tek bir söz söylemedim. Eğer bu şekilde anlaşılmışsa bu konuda yapılan yayınları çok dikkatli izliyoruz. Orada şöyle deniyor: Bu iddialar doğrudur. Ben öyle bir şey söylemedim bakın. Personelim arasında da hata yapan vardır dedim. Eğer bu saldırılar böyle olursa, biz personelimizle tek vücut halindeyiz. Moralleri bozulsa da ettikleri yemine bağlı olarak her zaman göreve hazır olduklarını söylüyorlar. Halkımıza düşüncelerimizi iletmeyi bir borç saydım. Çünkü halkımıza saygımızı bizim gözümüzde çok önemli. Onun için bugüne kadar sabırla bekledik. Ama böyle onur intiharları oluyor. Onun için susmak mümkün değildir.
“SUSMAK MÜMKÜN DEĞİL”
“O resimler 5 sene önce Ankara’da çekilmiş fotoğraflar. Herkese söylüyorum. Eşinizi, kız kardeşiniz birinin evinin önünde olamaz mı?
Bu arkadaşımızı tanıyoruz. Çok mümtaz vasıfları olan bir arkadaşımız. Bu günlerdir yayınlanıyor. Bunu ile alıp da ahlak dışı bir değerlendirme yapmayı sizin takdirinize bırakıyorum. Ama böyle ithamlar karşısında susmak mümkün değil. Avukata iletip tam bir girişimde bulunacakken günlerin getirdiği stresle intihar ediyor. Askeri savcılık araştırmalara başlamıştır. Bilgi kaynakları açısında da soruşturmalar devam ediyor. Kendisinin bir bayanla ilişkisi yüzünden olduğu daha önce söylendi tutmadı. Sonra bu yeni iddia çıktı.
Yargılama yapmadan önce herkes kendine sorsun. Aynı şey benim başıma gelsin ne yapardım diye… Bu ithamlar karşısında susmak mümkün değil”
10 Şubat 2010