Ali’ye Doğum Günü Mektubu

Sevgili Ali,

Bugün senin doğum günün.

Bugün, ortaklaşa kutladığımız doğum günlerimiz geldi aklıma… Sanki geçmişten bağımsız yepyeni bir dönem başlayacakmış gibi, her seferinde taptaze bir umutla yeni yaşlarımızı kutlar, sembolik armağanlarımızı sunardık birbirimize… Ne yazık ki artık yapamıyoruz…

O zamanlar işimiz gücümüz bu ülkenin daha güzel yarınları için katma değer üretmekti. Çocuklarımızın daha aydınlık, daha gönençli, daha uygar, daha özgür bir ülkede yaşayacaklarını düşünüp mutlu olurduk. Bunun gerçekleşmesi için neler yapabileceğimizi tartışırdık. Bizim aklımıza alçaklık, casusluk, hırsızlık, hile, entrika, vatan hainliği yapmak gelmezdi elbette…

Ama birilerinin aklında da bunlar varmış…

Dünyanın en ahlaksız, en karanlık ve en alçak kumpasları, işbirlikleri, pazarlıkları devreye sokulduğunda sen en öncelikli hedeflerinden biri oldun.

Neden acaba?

Çok başarılı bir eğitimci olduğun için olabilir mi?

Muvazzaf askerlerin birçoğundan daha başarılı bir asker olduğun için olabilir mi?

Türk eğitim öğretim sistemi bugün bile telaffuz edemiyorken sen ülkenin en bilimsel ölçme ve değerlendirme sistemini askeri eğitim kurumlarına uygulattığın için olabilir mi?

Acaba “Öğrenmeyi öğrenme modelini sistemimize nasıl uygulayabiliriz?” diye çalışmalar yaptığın için olabilir mi?

Senin üzerinden toplumun bir bölümüne örtülü ya da açık bir mesaj vermek istemelerinden dolayı olabilir mi?

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en başarılı ve en güçlü görünen mensuplarını seçerek, kalanları karanlık isteklerine boyun eğdirmek istemelerinden dolayı olabilir mi?

Bilmiyorum.

Sana da, hepimize olduğu gibi en ahlaksız yöntemlerle saldırdılar. Karanlık emellerine destek için devlet içinde, siyaset içinde yuvalanmış çete üyelerini kullandılar.

Sonra da sen… “Ben bu hukuksuzluğa dayanamam (…), Hukuksuzluk sürecine hukuk adına saygı gösterilemez. Bu şekilde giderseniz ne yönetecek bir ordu, ne yaşayacak bir cumhuriyet ne de bir ülke bulamayacaksınız. Şunu bilin ki, en küçük suçu ve günahı olmayan ben, bu yapılan hukuksuzluğa isyan ve bu karanlığa bir nebze ışık olabilmek için hayatıma son veriyorum.” diyerek gittin…

Sen gittikten sonra vatan hainleri saldırılarını artırarak devam ettirdiler. Aldıkları destek sayesinde daha da pervasızlaştılar. 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminin alt yapısını ağızlarının suları akarak tamamlamaya başladılar.

Ancak bir çok güzel insanı yitirdikten ve çocuklar annesiz ve babasız kaldıktan sonra, ülkemize ve insanlarımıza evrensel değerleri hiçe sayarak ihanet eden hainlerin ne mal oldukları ortaya çıktı. Bazıları yakalandı, bazıları kaçtı, bazıları da gizleniyor. Bazılarına hala hesap sorulmuyor, bazılarına yaptıkları başka şeylerin hesabı soruluyor.

Senin işaret ettiğin tehlikeler de yavaş yavaş gerçekleşiyor. Bugünleri görmüş ve zamanında yaşamını feda ederek, cesaretle ifade etmiş olman her gün gözümüzde daha da değer kazanıyor. Bugün ülkeyi yönetenler yurdumuzun bekasından söz ediyorlar. Bekamız tehlikede imiş. Oysa bunu sen söylediğinde sana düşman gibi davranmışlardı.

Sevgili Ali, yüreğini ferah tut; ailen, arkadaşların ve çağdaş bir geleceği düşleyen aydınlık yürekli insanlar ellerinden geleni yapıyorlar. Karanlığa teslim olmayacağız elbette, yüreğini ferah tut.

Sevgili Ali, doğum günün kutlu olsun. Seni seviyoruz ve her gün daha çok özlüyoruz.

Turgay Erdağ

11 Şubat 2019

Scroll to Top