Balyoz Kumpas davalarında haksız tutuklamaya isyan edip, “Şunu bilin ki, en küçük suçu ve günahı olmayan ben, bu yapılan hukuksuzluğa isyan ve bu karanlığa bir nebze ışık olabilmek için hayatıma son veriyorum” diyerek intihar eden, Yarbay Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar, Cem TV’de Mustafa Mutlu’nun programına konuk oldu.
Hulusi Akar, Meclis’teki tartışmada Özgür Özel’e “Arkadaşlarını ziyaret etmeyen alçaktır. Hasdal’dan çıkmadım. Arkadaşlarımın hayatını kolaylaştırmak için her türlü riski aldım, Saat 20.30 civarında içeri o alçaklar girdiler ve kafamıza tabancayı dayadılar, ‘başımıza geçeceksin’ dediler ve ben bunu reddettim. İçinizde, yatağa yattığınız zaman düşünün, kafanızda tabanca varken ‘hayır’ diyebilecek kaç kişi var? Denemeden söylemeyin” diye yanıt vermişti.
“OLMAYACAK ŞEYLERİ SAVUNMAK DURUMUNDA KALMASI HAKİKATEN ÇOK ÜZÜCÜ”
Programın gündeminde Hulusi Akar tartışması vardı. Ahmet Tatar, Hulusi Akar’ın Balyoz ve Ergenekon kumpasları sürecinde yargılanan askerleri yalnız bırakmadığına dair iddiasına yanıt verdi. Tatar, “Çok hazin. Türkiye’de Türk ordusunda en yüksek mertebede komuta etmiş bir insanın Meclis’te düştüğü durum ve olmayacak şeyleri savunmak durumunda kalması hakikaten çok üzücü. Bırakın başka bir şeyi, her şeyi bir tarafı bırakın, yaptığı veya yapmadığını…” dedi.
“TÜRK ORDUSU ALBAY REŞATLARI DA GÖRDÜ ALİ TATARLARI DA GÖRDÜ”
Ahmet Tatar, Hulusi Akar’a bir soru yönelterek şunları kaydetti:
“Sadece Hulusi Akar’ın şu soruyu cevaplandırması lazım: Türkiye’de, milattan önceye götürdüğümüz Türk ordusunun tarihinde kendi çevresindeki insanlar tarafından başına silah dayanmış teslim alınmış bir tane komutan var mı? Genelkurmay Başkanı seviyesindeki bir insanın yaşadığı bu olay Türkiye’de daha önce yaşandı mı?
Yaşanmadı. Hani bunun savunulacak bir tarafı yok, bir örneği yok. Başına silah dayanılınca ne yapılırmış? Bazen asker silahı bizzat başına kendisi dayar. O tetiği çekmekte asla imtina etmez, tereddüt etmez! Türk ordusu bunları gördü, Albay Reşatları da gördü Ali Tatarları da gördü. Türk ordusu öyle laf olsun diye konuşulacak bir ordu değil.”
“4 TANE ALÇAĞA TESLİM OLUP ONLARIN PEŞİNDEN…”
Ahmet Tatar konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türk askeri gerçekten bu ülkenin bu milletin askeridir ve işi görevi zamanı geldiği zaman ölümden asla geriye çekilmez. Eğer o yaşta ve o konumdayken bir insanın kafasına silah dayanıyorsa ölüm vakti de gelmiştir demek ki. Eğer sıradaysan o sırayı atlamazsın. O sıra yaşanır. Bu kadar ayağa düşürmeyin bunu. Çok hazin. Neyi savunuyorsunuz siz? Neyi? Başına silah dayanmış da siz yapar mısınız yapmaz mısınız size söyleneni diyen kim? Sen Türk ordusunun başındaki insansın. Sen Türk ordusunun başkomutanının vekilisin. Sen böyle mi örnek olacaksın altındaki insanlara? Seni tarih yazacak. Türk ordusunun tarihine yazılacaksın sen! Yazılması gereken bu mu? 4 tane alçağa teslim olup onların peşinden Akıncı’ya gitmek mi? Ben kabul etmiyorum bunu. Türk ordusunun askeri Türk ordusunun subayı sırası gelmişse eğer sırası neyi gerektiriyorsa gerekeni yapar.
Nasıl ki Çanakkale’de ‘ben size ölmeyi emrediyorum’ dediği zaman Mustafa Kemal o askerler kendilerinin de öleceğini bildikleri halde siperleri doldurmakta asla imtina etmedilerse ve bunu bugün övünerek tarihimizde okuyorsak, biz bu övüncü devam ettirmeliyiz. Bu bir kalemde silinecek bir şey değil! Yani Türk subayının bir onuru var. Onur öyle kolaylıkla inşa edilmiş bir şey değil. Nitelikli subayların kanlarıyla yazılmış bir şey bu. Bu bir kalemde geçilmez, onu böyle kolay harcayamazsınız. Teslim olmak sizin işiniz değildir. Bunu bir de konuşamazsınız kimseye savunamazsınız.”
30 Aralık 2018