Sevgili Aykut ,
Bugün Cumhuriyet sayfalarında “Amirallere Suikast” davası ile ilgili haberi görmüşsündür. Sabah içim burkularak yutkunarak okudum. Epeydir iş güç derken duruşmalara gidemiyorum. Fakat, sürekli elimden geldiğince davayı takip ediyorum. Geldiğimiz nokta gerçekten çok dramatik.
Bildiğin gibi dava “Kafes” ve “Poyrazköy” davaları ile birleştirilmişti. Dünkü duruşmada Deniz Cora “Amirallere suikast” davasında suikastın hedefi olduğu iddia edilen eski Deniz Kuvvetleri Komutanları Metin Ataç ve Eşref Uğur Yiğit’in, tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılmaları talep ediyor Buna karşılık hakimlerden Mehmet Hamzaçebi, “Amirallere suikast diye bir dava yok” diyor.
Üç yıldır devam eden davada birleştirmelerle birlikte başlangıçtaki iddialar adeta unutturuldu. Teğmenlerin, evlerinde bir yandan uyuşturucu alemi yapıp bir yandan suikast hazırlığı yaptıkları, Yarbay Ali Tatar’ın bunları kollayıp uyuşturucu temin ettiği, mahkemede “Benim çiftliğim nerede” diye soran uyuşturucu çiftliği sahibi sıradan Karamürselli kasap, buzdolabının motoruna saklanan(!) patlayıcılar, ne için kullanılacağı özel bir notla belirtilmiş mermiler, polisin “eliyle koymuş gibi” şıp diye bulduğu uyuşturucular, zanlıların hiçbirinde uyuşturucu izine rastlanmadığını belirten adli tıp raporları bu duruşma maratonunda unutturuldu. Aslında biz bunların hiç birini unutmadık ama yargılayıcılar “yok” diyecek kadar bu davayı unutmuşlar. Yada yok sayıyorlar.
Belli ki Hakim Hamzaçebi’ye göre böyle bir dava hiç açılmamış, bunca insanın canı yanmamış, geleceği karatılmamış sanki bunca acı hiç yaşanmamış.
Bu hakimin birleştirilenlerle birlikte yaklaşık beş dava, seksen dört sanık, binlerce sayfa belgeye hüküm vereceğini düşününce insanın içi ürperiyor. Bu davadan nasıl bir vicdani karar çıkabileceğini gerçekten merak ediyorum.
Mehmet Hamzaçebi, “Amirallere suikast diye bir dava yok” diyerek zaten bizi de, bizim yaşadıklarımızı da, bu davanın soruşturma sürecindeki hukuksuzluğa yaşamını feda ederek isyan eden kardeşim Yarbay Ali Tatar’ı da yok saymaktadır.
Fakat Hamzaçebi’nin “Eğer böyle bir dava yoksa Ali neden yok” sorusuna da cevap vermesi gerekiyor. Bunu kendilerinden çok ta beklemiyorum. Fakat bu anlayışla, bu tutumla yargılanan daha birçok insanın canını yakacaklarını tahmin edebiliyorum.
Bu iş vicdan işi. Gerçekten de vicdanı olmayanın ne hekimlik ne de hakimlik yapmaması gerekiyor.
Saygıyla.
22 Şubat 2012