Oramiral Eşref Uğur Yiğit, Amirallere Suikast Davasını Değerlendirdi

Eşref Uğur Yiğit kendinin de içinde bulunduğu oramirallere suikast davasını değerlendirdi.

Amirallere suikast davası kapsamında 4 yıl önce tutuklanan ve intihar eden Yarbay Ali Tatar‘ın ailesi Rıdvan Akar’la Habere Dair programına katıldı. Programa, suikast yapılacak isimler arasında olduğu öne sürülmesine karşın Tatar’ın cenazesine katılan Oramiral Eşref Uğur Yiğit de telefonla bağlandı.

DAVADA TUTUKLU SANIK KALMADI

4 yıl önce amirallere suikast davası kapsamında tutuklanan ve intihar eden Yarbay Ali Tatar ailesi CNN Türk’de yayınlanan Rıdvan Akar’la Habere Dair programına katıldı. Cenazesine, suikast düzenleneceği iddia edilen Amirallerin arasında yer alan Oramiral Eşref Uğur Yiğit de katılmıştı. Amirallere suikast davası, Poyrazköy davasıyla birleşti ve hiç tutuklu sanık kalmadı. İntihar eden Yarbay’ın ailesi, “adalet arıyoruz” dedi.

“TARİFİ İMKANSIZ ACI”

Emekli Oramiral Eşref Uğur Yiğit şunları söyledi: “Türk ordusu ve Türk donanması Mustafa Kemal’in ordusudur,Mustafa Kemal’in donanmasıdır.Dolayısıyla hiçbir subay üstüne amirine böyle bir suikast yaklaşımında kesinlikle bulunamaz. Benim hiç ama hiç aklıma böyle bir şey gelmedi. Çalışkan, temayüz etmiş görevini en iyi şekilde yapan subaylarımın bu şekilde bir hareketle üstlerine, amirlerine karşı alışık olunmayan bir davranış içinde bulunmasını kesinlikle düşünmedim hiçbir zaman da inanmadım.Bunu anlatmak çok güç,suçsuz bir arkadaşınızın, evladınızın masumiyetine inandığınız gibi inanıyorsunuz ama onu kaybediyorsunuz.Dolayısıyla tarifi imkansız bir acı…

“SİLAH ARKADAŞLARIMIZLA KADERİMİZ ORTAK”

Bir anımı söylemeden geçemeyeceğim. Bir deniz tatbikatında bulunuyordum, gelen mesajlar arasında Ali Tatar’ın babasını kaybettiği anısı da vardı.Onun için kendisini buldum, tabii o da şaşırdı. Acısını paylaştım ki biz acımız da kederimiz de sevincimiz de ortaktır. Hep paylaşırız silah arkadaşlarımızla,ondan çok etkilendiğini hissettim telefonda bana söyledikleri ifade ettikleri bugün bile aklımda ve bunu da veda mektubunda yazmıştı.

“İFTİRA KAMPANYASI”

Biliyorsunuz 2009’lu yıllardan itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı bir psikolojik harp uygulanıyordu. Bu kapsamda her konuda bireysel,kurumsal olarak silahlı kuvvetler bir iftira kampanyası, kumpas, manipülatif bilgilerle kirletilme, itibar kaybettirme şeklindeki bir taarruz altındaydı.Bu kapsamda Poyrazköy de bunlardan birisiydi.

“HEPSİ TAMAMEN KURGU”

Poyrazköy’deki kazılarda çıkan mühimmatla ilgili de değerlendirmem odur ki; bu arkadaşlar o zaman o birliğin mühimmat depolarına haiz anahtarları kilitleri uhdelerinde bulunduruyorlardı,gece nöbet tutuyorlardı,hiçbir SAT personeli mühimmatlarını dere yatağına gömecek kadar amatör değildir. Depoların anahtarları zaten üzerilerinde bulunuyordu, isteselerdi alırlardı. Bunların hepsinin tamamen bir kurgu olduğu konusunda biz hemfikirdik.

“HER ŞEY ORTAYA ÇIKIYOR”

Ama tabii ki hukuksuzluğa karşı hukuk içerisinde mücadele etmek de kolay değil.Bu konuyu biz üstlerimizle Genelkurmay Başkanı ile ve diğer yetkili devlet büyükleriyle hep paylaştık.Paylaştığımız zamanda da genelde hak verildi. Ama bugün görüyoruz ki her şey yavaş yavaş ortaya çıkıyor.Çünkü iftiraların haksız tasarrufların kurguların ve kumpasların gerçekte nelere mal olduğunu görüyoruz.Ne kadar büyük acılar yaşadı silahlı kuvvetlerimiz ve onların aileleri…

Dolayısıyla biz böyle bir ilahi adaletin de ortaya çıkacağını bekliyorduk.Umarım arkadaşlarımız, üniformaları gibi alınları da ak olarak bu badireden daha güçlenmiş olarak dimdik çıkacaklar.”

1 Şubat 2014

haberler.com

Scroll to Top