Bir süre önce intihar eden Yarbay Ali Tatar ölmeden önce yazdığı mektupta şöyle demişti:
“Hukuksuzluk sürecine hukuk adına saygı gösterilemez?”
Bu ağır sitemin hedefi komutanlardı.
Genelkurmay hukuka saygı adına susuyor ama bu susma komplocuların işine yarıyordu.
Onlar bundan yararlanarak TSK mensupları hakkında yalan kampanyasını ve yargısız infazları sürdürüyordu.
TSK’nın üst kademesi önceki gün nihayet sessizliğini bozdu…
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, intihar eden Albay Berk Erden’in cenaze töreninde Ergenekon (Poyrazköy) iddianamesinde adı suikastçı diye geçen subaylar hakkında konuştu:
“İsmi geçen iki albay, bana bir mermi sıkılırsa bana göğsünü siper edecek arkadaşlardır.”
Orgeneral İlker Başbuğ da şöyle dedi Habertürk’e:
– Hani komutanlara suikast yapacaklardı? İddianame çıktı, suikastla ilgili tek satır yok.
(Aslında 5. iddianamede birkaç satır varsa da) Komutanlar bu sözlerle Ergenekon sürecinde ortaya atılan iddialara inanmadıklarını anlattılar.
Mekanizma şöyle çalışıyor. Yandaş medya (yaklaşık 8 gazete, bir o kadar televizyon) psikolojik savaş merkezinden servis edilen yalanları savcılardan sızdırılmış havası vererek adeta kesinleşmiş mahkeme kararı hükmünde manşetten veriyor. Kamuoyu ister istemez TSK’ya karşı bileniyor. İktidar ve yargı bu vicdansızlığa müdahale bir yana adeta kol kanat geriyor.
Bu durumda TSK’ya düşen şey, gerçekleri kamuoyuna sık aralıklarla ve anında aktarmaktır.
Bu görev soruşturmanın selametini etkilemeden de yapılabilir. Aksi halde bütün kurumları yalan bataklığında boğacaklar.
12.02.2010
Melih Aşık
Milliyet