“Kafes eylem planı” ve ”Amirallere suikast” iddialarına ilişkin davalarla birleştirilen ”Poyrazköy’de ele geçirilen mühimmat”la ilgili 69 sanıklı davanın 11. duruşması başladı.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar emekli deniz binbaşı Levent Bektaş, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görevli yarbay Ercan Kireçtepe, Binbaşı Erme Onat, Binbaşı Eren Günay, teğmenler Faruk Akın, Sinan Efe Noyan ve emekli SAT Komando Ergin Geldikaya katıldı.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde yürütülen ”Balyoz Planı” davasında tutuklu bulunan ve aralarında Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç, Tuğamiral Mehmet Fatih Ilğar ve emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü’nün olduğu 8 sanığın katıldığı duruşmada, 14 tutuksuz sanık ile ”müdahil” Agos Gazetesi’ni temsilen avukatlar da hazır bulundu.
Görüntü ve ses kaydı yapılan duruşmada konuşan Mahkeme Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, bugün yapılan duruşmada Poyrazköy’de yapılan aramalarda görev alan polis memurlarının tanık olarak dinleneceğini ve bu dinleme işleminin 11 Nisan Pazartesi günü yapılacak duruşmada da devam edeceğini belirterek, Pazartesi günü yapılacak duruşmada tanık beyanlarının alınmasının ardından talepleri dinleyeceğini ifade etti.
LEVENT BEKTAŞ SÖZ İSTEDİ
Söz alan tutuklu sanık Levent Bektaş ile bu davanın tutuksuz sanıkları Mehmet Fatih Ilğar ve Ahmet Feyyaz Öğütçü, 11 Nisan Pazartesi günü yapılacak duruşmada, taleplerini dile getirmek için söz hakkı istediklerini ifade ettiler.
Sanık avukatlarından Kemal Yener Saraçoğlu da İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesince verilen Poyrazköy’de arama, el koyma kararlarının kanuna aykırı olduğunu, Bedrettin Dalan’a ait özel gayrimenkulde arama yapıldığını ve ”önleme” değil, ”adli” olarak yapılan aramalarda şüpheli veya sanıkların aranmadığını belirterek, söz konusu arama ve el koyma kararlarının hukuka uygunluğunun denetlenmesini talep etti.
CELAL ÜLGEN’DEN ELEŞTİRİ
Duruşmada söz alan bir kısım sanıkların avukatı Celal Ülgen de salonda duruşma olanığının bulunmadığını, sanıklar ile kendi aralarında bulunan sütun nedeniyle müvekkilleriyle irtibat kuramadıklarını söyledi. Avukatlar Haftası’nda böyle bir durumun Türkiye Devleti’ne yakışmadığını ifade eden Ülgen, ”Gerektiğinde yargılama için çadır kuran devlet, burada da çadır kurup sanık ve sanık avukatlarının birbirlerini görebileceği anlamda duruşma yapılabilmesini sağlamalıdır” dedi.
Avukat Ülgen, duruşmada sanığa soru sorma aşamasında, müvekkili olan sanıklarının yanında oturmayı talep etti.
-DURUŞMA SALONUNA SİLAH TARTIŞMASI-
Duruşmada, Poyrazköy’de yapılan aramalarda görev yapan kimi polis görevlileri tanık olarak tek tek huzura alınarak ifadeleri alındı. İfade alınmadan önce, sanık Levent Bektaş’ın talebi üzerine Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) tanık dinlenilmesi usulünü belirleyen 53. maddesi uyarınca, tanıklara yalan beyan vermeme ve yalan beyan vermenin tespit edilmesi durumunda tanıkların cezalandırılacağı yönündeki uyarılar yapıldı.
Duruşmada ilk olarak dinlenen tanıklardan dönemin Beykoz Asayiş Şube Müdürlüğü görevlisi Muammer Kaçar ve dönemin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevlisi Asım Bekçiler, 23 Nisan 2009 tarihinde yapılan arama çalışmalarına katıldıklarını ve hava muhalefeti nedeniyle o gün aramanın yapılmadığını söylediler. Tanıklar Kaçar ve Bekçiler, başka aramalarda görev almadıklarını da söylediler.
Bu arada, sanıklardan Ahmet Feyyaz Öğütçü’nün, ”Üzerinizde silah mı var?” diye sorduğu tanık Asım Bekçiler, ”Evet, silahım yanımda” dedi.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Yılmazabdurrahmanoğlu, tanık Bekçiler’e, ”Silahınızı dışarı bırakın’ uyarısı yaptı. Başkan Yılmazabdurrahmanoğlu, diğer tanıklara da silahla duruşma salonuna girmemeleri konusunda uyarı yapılmasını istedi. Silahını bırakan tanık Bekçiler, tekrar duruşma salonuna gelerek ifade vermeye devam etti.
Sanık Kadir Sağdıç da, duruşma salonuna geçen sefer de silahlı giren polisler olduğunu belirterek, kendilerinin Silivri’deki duruşma salonunda baştan ayağa arandıklarını ve kemerlerinin dahi x ray cihazlarında çıkarıldığını söyledi.
Savcı Nuri Ahmet Saraç ve sanık Levent Bektaş’ın talebi üzerine, 23 Nisan 2009’daki aramaya katılan tanıkların, hava muhalefeti nedeniyle arama yapılmadığı gerekçesiyle tanık olarak dinlenilmesinden vazgeçildi.
Tanık olarak dinlenen Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü Sualtı Grup Amirliği görevlisi Adnan Toktaş da haber merkezinden bilgi verilmesi üzerine Çubuklu İskelesi’nin 100 metre civarında bulunan mühimmatı çıkarmak için ekip olarak o bölgeye gittiklerini, olay yeri inceleme ve bomba imha ekiplerinin de olay yerine geldiğini, görüntü kaydı yaptıklarını ve bomba imha ekiplerinin ”tehlike yok” demesi üzerine denizdeki mühimmatı çıkarıp poşetleyerek bomba imha uzmanı ekiplerine teslim ettiklerini söyledi.
Baştan sona yaptığı görevin bu olduğunu kaydeden tanık Toktaş, sanık Ahmet Feyyaz Öğütçü’nün, ”Denizde bulunan mühimmatla ilgili, 4536 Sayılı Kanun’un 5. maddesi gereği Deniz Kuvvetleri Komutanlığının görevli olduğunu ve Komutanlığa haber vermeniz gerektiğini bilmiyor musunuz?” diye sorması üzerine, ”Bilmiyorum” dedi. Öğütçü de ”Mühimmatı çıkaracak olan Deniz Kuvvetleri Komutanlığıdır. Başkalarının çıkarması hukuksuzdur” dedi.
Tanık Toktaş, soru üzerine denizden mühimmat çıkarılmasıyla ilgili herhangi bir eğitim almadıklarını da sözlerine ekledi.
Duruşma, diğer tanık anlatımlarıyla devam ediyor.
-SANIK YAKINLARININ AÇIKLAMASI-
Bu arada, duruşma başlamadan önce, bu dava ve ”Balyoz Planı” davasının sanıklarının eşlerinin oluşturduğu Vardiya Bizde Platformu adına, Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesinde bir basın açıklaması yapıldı.
Açıklamayı grup adına yapan davanın tutuklu sanığı Ali Türkşen’in eşi Sevim Türkşen, ülkenin tarihi bir dönemden geçtiğini, kendilerinin de buna tanıklık ettiklerini ifade ederek, ”Bugün eşlerimiz hiçbir hukuk devletinde ciddiye alınmayacak, sahte olduğu bilirkişi raporlarıyla da belirlenmiş bir CD içinden çıkan dijital kayıtlar ve kimler tarafından gömüldüğü belirli olmayan, işlevselliğini yitirmiş muhimmat nedeniyle Hasdal ve Silivri cezaevlerinde tutsak bulunuyor” dedi. Türkşen, söz konusu iddiaların hepsinin Deniz Kuvvetlerine ve mensuplarına yapılan bir hakaret ve iftira olduğunu söyledi.
-İDDİANAMELERDEN-
Birleşen davaların iddianamelerinde, Poyrazköy Keçilik mevkisinde 21 Nisan 2009’da başlatılan ve 28 Nisan 2009’a kadar devam eden kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin olarak, emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görevli Yarbay Ercan Kireçtepe, Binbaşı Erme Onat ve Binbaşı Eren Günay ile Yarbay Mustafa Turhan Ecevit’in ”cebir ve şiddet kullanarak TBMM’yi ortadan kaldırmaya, kısmen veya tamamen görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etme”, ”cebir ve şiddet kullanarak yürütme organını ortadan kaldırmaya, kısmen veya tamamen görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlarından 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile ”Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olma”, ”patlayıcı madde bulundurma”, ”6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet etme” suçlarından 29,5 ile 57’şer yıl arasında hapis cezalarına çarptırılması isteniyor.
Ergin Geldikaya’nın da ”Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olma”, ”patlayıcı madde bulundurma” ve ”6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet” suçlarından 17,5 ile 39 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülen iddianamede, Tuğamiral Levent Görgeç ile Ali Türkşen, Halil Cura, Ferudun Arslan, Sadettin Doğan, İbrahim Koray Özyurt, Muharrem Nuri Alacalı, Şafak Yürekli, Dora Sungunay, Tayfun Duman ve Mert Yanık’ın da ”Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olma” suçundan 7,5 ile 15’er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
”Amirallere suikast” iddiasına ilişkin Burçin Öztürk’ün ”müşteki” olarak yer aldığı iddianamede, Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakut Aksoy ve Tarık Ayabakan’ın ”silahlı terör örgütüne üye olma”, ”kişisel kullanım amacı dışında uyuşturucu madde bulundurma” ve ”aynı suçu işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetme” suçlarından 13 ile 34’er yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor.
Faruk Akın’ın ”silahlı terör örgütüne üye olma”, ”örgüt amacı doğrultusunda patlayıcı madde ve mermi bulundurma”, ”aynı suç işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetme” suçlarından 13 yıl 8 ay ile 33 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, Sinan Efe Noyan, Barbaros Mercan ve Yiğithan Göksu’ya ”silahlı terör örgütüne üye olma” ve ”örgüt amacı doğrultusunda patlayıcı madde ve mermi bulundurma” suçlarından 13 ile 29 yıl arasında hapis cezası verilmesi öngörülüyor.
Ülkü Öztürk ve Sezgin Demirel ile Koray Kemiksiz’in ”silahlı terör örgütüne üye olma” ve ”aynı suçu işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetme” suçlarından 8 ile 19’ar yıl arasında hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, Ali Seyhur Güçlü, Halit Mehmet Ergül, Fatih Göktaş, Burak Amaç, Burak Özkan, Oğuz Dağnık ve Mehmet Orhan Yücel’in ”silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 7,5 ile 15’er yıl arasında hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Levent Çakın’ın da ”uyuşturucu veya uyarıcı madde temin etme, ticaretini yapma veya sağlama”, ”6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu kapsamında mermi bulundurma” suçlarından 5 ile 15,5 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütcü, Koramiral Kadir Sağdıç ve Tuğamiral Mehmet Fatih Ilğar’ın ”Ergenekon silahlı terör örgütüyle doğrudan bağlantılı olarak ‘kafes eylem planı’nı hayata geçirmek üzere faaliyet yürüten yasa dışı örgütlenmede ‘danışma kurulu’ adı altında emir ve komuta yetkisini haiz örgüt mensubu oldukları” belirtilen iddianamede, Mücahit Erakyol, Deniz Erki, Tanju Veli Aydın, Emre Sezenler, Hüseyin Doğancı, İsmail Bak, Metin Samancı, Levent Gülmen, Aydın Ayhan Saraçoğlu, Bülent Aydın, Bora Coşkun, Süleyman Erharat, Murat Aslan, Emre Tepeli, İbrahim Öztürk, Halil Özsaraç, Gürol Yurdunal, Ümit Özbek, Bülent Karaoğlu, Daylan Muslu, Hüseyin Erol, Mehmet İnce, Alpay Belleyici, İsmail Zühtü Tümer, Levent Olcaner, Özgür Erken, Metin Fidan, Türker Doğanca, Mesut Adanur ve Metin Keskin’in eylemlerinin de ”Ergenekon silahlı terör örgütüyle doğrudan bağlantılı olarak kafes operasyonu eylem planını hayata geçirmek üzere faaliyet yürüten yasa dışı örgütlenmenin üyesi olma” suçunu oluşturduğu kaydediliyor.
Tüm sanıkların, TCK’nın 314. maddesinin 2. fıkrası ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca 7,5 ile 15’er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
06 Nisan 2011
sondakika.com