Bir Yıldır Acısı Dinmedi

Cumhuriyet’ten Aykut Küçükkaya, geçtiğimiz yıl bugün hakkında yapılan suçlamalar nedeniyle intihar eden Yarbay Ali Tatar’ın ardından bir yılda yaşananları yazdı.

İşte Küçükkaya’nın kaleminden acıyla geçen o bir yıl:

“…Sizlerin başını eğecek hiçbir şey yapmadım. Başınızı dik tutun. Ben, bana yapılan bu haksızlık ve hukuksuzluğu kaldıramam. Yaşadığım bu hukuksuzluk sonucu o deliğe bir daha girmektense mezara girmeyi tercih ederim. Bu şekilde ölmeyi hiç istemezdim. İnsanın kendi eliyle hayatını sonlandırmasına önce ben karşı çıkardım. Ama kader böyleymiş, hakkınızı helal edin.”

Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Metin Ataç ile şimdiki Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit’e yönelik suikast girişiminde bulunduğu iddiasıyla ikinci kez gözaltına alınırken 19 Aralık 2009 günü intihar eden Deniz Yarbay Ali Tatar’ın ölümünün üzerinden bir yıl geçti. İntiharından önce yukarıdaki satırları kaleme alan Tatar’ın ölümünün ardından “19 gün sonra” savcılık kayıtlarına şu not düşüldü: “Dosyada mevcut Emniyet Genel Müdürlüğü İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün 07/01/2010 tarihli raporunda şüpheliler Faruk Akın ve Sinan Efe Noyan’ın kullandıkları ikametgâhta ele geçirilen üzerinde ‘Alb. Tayfun Duman’dan gelecek fizibiliteye göre Uğur ve Metin Paşa’ya yapılacak operasyonun detay ve tarihlerini Levent Bektaş, Orhan Yücel Albay üzerinden iletecek. Size teslim edilen malzemeleri korunaklı bir yerde tutunuz’ şeklinde yazı bulunan notun şüpheli Ali Tatar’ın eli ürünü olmadığı belirtilmiştir. Soruşturma başlatılmasına esas alınan ihbar mektubuna konu edilen, şüpheli Tatar’ın muvazzaf teğmenler ve askeri öğrencilerin uyuşturucu satışına göz yumduğu, bu suretle uyuşturucu satışını kolaylaştırdığı iddiasını teyit eden delil ve emare bulunmadığı, bu suçla ilgili olarak hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.”

‘Hiçbir şey değişmedi’

Tatar ailesinin acısı ise ilk günkü gibi, dinmiyor. Aile ölüm yıldönümünde Ali Tatar’ı bugün saat 11.00’de Ankara Karşıyaka’daki mezarı başında anacak, daha sonra “can aşı” verecek. Anma öncesinde Yarbay Tatar’ın eşi Nilüfer Tatar’dan “Geçen bir yılda ne değişti?” diye başlayan bir mektup geldi. “Hiçbir şey değişmedi, Ali’nin yokluğu dışında” diyor Nilüfer Tatar. Ve şöyle devam ediyor:

“Masum bir insanın hayatını sonlandırmasına neden olan bu karmakarışık düzen, bir şeylere ışık olabilirim amacını taşıyordu. Ama görünen o ki eylemi amacına ulaşmadı. Kimse dikkate almadığı gibi aynı sistem çarpıklığıyla son sürat devam ediyor. Ailesi dışında hiç kimse de bundan bir şey anlamadı. İçeride olduğu zaman diliminde, göstermemiş oldukları ilgi ve alakayı ölümünden sonra da göstermemişlerdir. Buna TSK, yakın mesai arkadaşları dahildir. Benim hayatıma gelince; tabii birçok şey de değişti. Bunlardan bir tanesi Alimin yokluğu ve küçük yavrumun 11 yaşında babasız kalması. Bazı zorlukları benim yüklenmem gerektiği. Kızımın baba sorumluluğunu da yüklenmem bunun en başında yer alıyor. Yaşam devam ediyor. Biz yiyoruz, içiyoruz, geziyoruz. Ama içimiz buruk ve acıyor. Bu acı dinmiyor. Biz aile olarak dağıldık. Hayallerimiz, planlarımız altüst oldu. İleriye dönük plan yapamaz, düşünemez olduk. Doğru düzgün sakin bir yaşantımız varken, bu noktalara gelişimizi hâlâ aklım almıyor. İçimdeki nefret azalmadı. Ali’nin yokluğuna sebep olanların en yüksek cezalara çarptırılmalarını bekliyorum. Bu bana Ali’yi getirmeyecek biliyorum ama. Bu dünyada çıkarılan yasalar hesap vermelerine engel olacak belki, ama öbür dünyada Allah’ın adaletine nasıl engel olacaklar…”

Kardeşsiz geçen bir yıl

Yarbay Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar da kardeşsiz geçen bir yılın ardından “inadına hukuk” diyor. Ağabey Tatar dileğini, “Ali’ye karşı yapılan yargısız infaza karşı inatla hukuk yollarını zorluyoruz. Umudumuz ve dileğimiz yaşanan bu hukuksuzluk döneminin geride kalması ve ülkemizde hukukun üstünlüğünün hâkim olmasıdır” sözleriyle ifade ediyor.

Yarbay Ali Tatar sanki ölümünden sonra yaşanacakları tahmin edercesine veda mektubunda kızı Gökçen’e vasiyetini yazıyor: “Canım kızım; çok iyi çalış, iyi yerlerde ol ki benim hesabımı sorabilesin!..”

19 Aralık 2010

Odatv

Scroll to Top