Ali Tatar da “Yırtmak” İçin Kendini Öldürdü!

İntihar bir zayıflık mıdır, yoksa güçlülük mü?

Çağdaş tıbbın bir bölümü bazı intihar vakalarını, saplantıya bağlı bir hastalık sonucu olarak görüyor.

Nitekim, bu tür insanları, yani yaşamına şu veya bu şekilde son vermeyi bir saplantı haline getirmiş “hastalar” ne kadar engellenmeye çalışılsalar da, amaçlarına bir şekilde ulaşıyor ve hayatlarına son veriyorlar.

Bunun tedavisi de yok gibi görünüyor.

Psikiyatri bilimi bu tür hastaları ancak bir süre “uyuşturarak” geciktiriyorlar, ama hasta kendine geldiği anda bir an önce kurtulmak istediği varlığından kurtulmayı başarıyor.

Bazı hastalıklarda bu “uzuv” şeklinde kendini gösteriyor. Sözgelimi hasta, bacağının kendine ait olmadığı saplantısına kapılıyor veya bir kolunu istemiyor ve onun kesilip alınmasını istiyor. Bu da bir çeşit saplantı ve tedavisinin de güç olduğu söyleniyor.

Bir anlık cinayet gibi, bir anlık karar sonucu intiharlar da var. Bunlar için geri dönüş olsa, belki de kalkışmayacakları varsayımları da üretiliyor, ama ne yazık ki bunu kanıtlama olanağı yok.

Ama intihar ettikten sonra, hakkında “aslında etmeyecekti, edecek gibi görünmüyordu, çevresinde hep neşeli ve hayat dolu bilinirdi,” gibi sözlerin anlamı kalmıyor. Çünkü, öleni geri getirip sorgulayamıyorsunuz.

Bu, intihar edenin dinsel arınma töreni veya çevresindekilere “zayıf bir kişi olmadığı” açıklaması için başvurulan “masum ve onurlu” yakıştırmalar.

Ancak, Yarbay Ali Tatar gibi intiharlarda iş değişiyor.

Bu gibi intiharlar son zamanlarda, özellikle de asker kesimde artmaya başladı.

Askerlerde zaten intihar eğilimi olur, gibi bir genelleme yapılamayacağına göre, işte bir tuhaflık olduğu da kesin.

Üstelik, Ali Tatar’da olduğu gibi, ardından yapılan “dedikodular” hiç de “insan onuruna yakışır” türden dedikodular değil.

Ali Tatar’ın kendisini savunamayacağını bilen ve bunu da kendi “karanlık” amaçları için fırsat bilenler, yararlanmakta hiç sakınca görmüyorlar.

Oysa bir tabancanın çelik soğukluğunu alınlarında hissetmeye kalkışmayacak kadar da korkaktır böyleleri. İntiharla alay edercesine öleni suçlarlar, ama bunu yapabilmenin ne kadar büyük bir “yürek” gerektirdiğini kendilerine bile itiraf edemezler.

Ünlü Rus şairi Yesenin ile intiharından sonra yıllarca alay eden Mayakovski, sıranın kendisine geldiğini anladığında, fısıltıyla ancak “özür dileyemiştir” Yesenin’den ve itiraf etmek zorunda kalmıştır: “Ne kocaman yürekli bir adammışsın,”

Böyle durumlarda intihar, artık dayanılamayacak bir yaşamın kapıya gelip dayanması şeklinde ortaya çıkıyor.

Azrail kapıyı çalıyor.

İntihar, aklı başında olan, yani hastalık şekline dönüşmemiş haliyle insanın kendi yaşamıyla oynaması demektir.

Kaç kişi bunu göze alabilir.

Her sıkıntıdan sonra insana göz kırpan balkonlar, köprüler, uyku hapları, silahla… Aklından geçirse bile insanların savunma güdülerini aşmaları gibi bir “iradeyi” kırmalarını gerektirir.

Kolay gibi görünüyor belki bir anlık hareketle yaşamı sona erdirmek, ama kolay olmadığı da ortada.

O zaman, ne gibi “dehşet” kişileri böylesine bir karara zorlar?

Bu, ölçülebilir bir duygu değil.

Ali Tatar’ı da hangi koşulların silahı beynine dayamaya zorladığını bilmek mümkün değil.

Ama yandaşların belirttiği gibi, “kurtulmak için hayatına son verdi,” yaklaşımı utancın da ötesinde bir dengesizliği sergiliyor, o başka.

Tarih, ön planda oldukları için olsa gerek, daha çok “sanatçı” intiharlarını yazar.

Cesare Pavase, Jack London, Elvis Presley, Jim Morrison, Stefan Zweig, Mayakovski, Yesenin, Virginia Wolf, Ernest Hemingway, Albert Camus, Jerzy Kosinski

Sylvia Plath, Van Gogh, Kurt Cobain, James Dean… Ve daha yüzlercesi…

Kimine göre bu insanlar yaşamdan artık zevk almadıkları için intihar etmiştir, kimilerine göre yaşamlarının dengesizliğinden, kimine göre umutsuzluktan vb.

Hangi nedenle olursa olsun, bir kişinin alışkanlık haline getirmeyen normal bir insanın kendini öldürmeye kalkması ve maalesef de bunu başarması asla bir korkaklıkla açıklanamaz.

İnsan için, hayatı söz konusu olduğunda, korkaklığın sözü edilebilebilir mi?

Yarbay Tatar’ın, yeniden hapishaneye dönmekten, oradaki koşulları kaldıramayacağından korkmasının sonucu intihar ettiğini düşünmek bizzat korku duygusunun kendisiyle çelişmiyor mu?

Bir hayat vardır kişiden alınabilecek en büyük alacak ve bunu vermeyi göze alan birinin, ölümden korkmayan birinin daha başka neyden korkacağı sorgulanmaz mı hiç?

Elbette ki ölümden daha korkunç olan şeyler var yaşam denilen bu komedi sanatının içinde. Yarbay Tatar ve onun gibi kötü bir şekilde yaşamına son vermek zorunda kalan ve sırlarıyla birlikte de bir daha dönmeyecek bir yolculuğa çıkanların yürekliliği karşısında “acze” düşenlerin mırıltılarıdır ancak: “Korktu, dayanamayacağını düşündü, tekrar hapishaneye dönmek onun için dayanılmazdı…”

Bu mudur ölümden daha korkunç olan “argümanlar”?

Yoksa dayanılmaz bir haksızlığa uğrama duygusu da insanı kendi hayatından vazgeçmeye kadar götürür, bu isteği tetikler?

İntiharı küçümseyen, onuru için son savaşını veren böylesi insanları aşağılamaya kalkanlar acaba hayatlarında hiç ölümle burun buruna geldiler mi diye sormak gerek.

Diyelim ki geldiler…

Sizce ne yaptılar dersiniz?

Ölümü böylesine hafife almak, Penguen dergisine kapak olan Türkan Saylan ölümü gibidir ancak: Hapisten yırtmak için öldü…

Bunlar, köprüye çıkıp da “atlarım ha, nişanlımı getirin, bana iş bulun,” şaklabanları değiller. Bunlar, onurlarını bir merminin ucuna asıp, gerisini size bırakan insanlar.

Telefonla sağa sola haber verip de ölüme yatmaz bunlar, bileklerini kesip yada avuçla hap içip hastaneyi de aramazlar… Ölmeye karar vermişlerdir ve bunu kendilerini bu yaşamda fazla gördükleri için değil, artık yaşamanın anlamı kalmadığını hissettikleri için yaparlar.

Böyle bir kumar, Vegas’ta kol çekmeye benzemez.

En azından bu cesarete saygı göstermek gerek.

Ardından “yırtmak için öldü,” dersiniz yine de utanmadan…

A. Mümtaz İdil

Odatv.com

YORUMLAR

Misafir – vahtulicanan

YESENİN:Şu yaşamda yeni bir şey değil ki ölüm.Ama pek yeni bir şey sayılmaz yaşam da. MAYAKOVSKY:Şu yaşamda en kolay iştir ölmek.Yepyeni bir yaşama başlamaktır asıl güç olan. Yesnin’in intiharı öncesinde geçen yukarıdaki diyalog ve Yesenin’i o döneminde anlayamayan Mayakovsky’nin daha sonra intiharı seçmesi,intiharın küçük beyinlere sığmayacak kadar karmaşık bir olgu olduğunu gösterir. Kişi hayata kendi isteğiyle gelmez ve genellikle istediği gibi yaşamasına da izin verilmez.Bu arada bazı cesur kişilikler;” Artık yeter,bari ölürken kendi irademizle ölelim.” diyerek haykırırlar isyanlarını.

2010-01-04 14:07:37

________________________________________

Misafir – vahtulicanan

YESENİN:Şu yaşamda yeni bir şey değil ki ölüm.Ama pek yeni bir şey sayılmaz yaşam da.

2010-01-04 13:58:43

________________________________________

Misafir – FETTAN HOCA

TÜRKLER MÜSLÜMANLIĞI KABUL ETTİKTEN SONRA PUSU GELENEĞİNİ YAŞAM TARZI HALİNE GETİRDİLER. AKSİ OLAMAZDI Kİ, TAKİYYE DENİLEN KURUMUN İCAD EDİLDİĞİ BİR İTİKAD ANLAYIŞI, İNSAN AKLININ VE UYGARLIĞIN GELİŞMESİNE RAĞMEN DÜELLO GELENEĞİNE GEÇEMEDİ. MERTLİK, YETENEK VE AKIL GEREKTİREN BU DURUM BU AKIMIN TEMSİLCİLERİNE NUFUZ EDEMEDİ. HEP ARKADAN VURDULAR. İSLAMIN ALTIN ÇAĞINDA, NAMAZ KILAN HALİFEYİ ÖLDÜREREK İKTİDARI ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞTILAR VE BAŞARILI OLDULAR. İSLAMIN ALTIN ÇAĞINDA, İKTİDAR HIRSI UĞRUNA HZ. MUHAMMED’İN TORUNLARINI KATLEDEREK BANA GÖRE İNSANLIĞIN TRAJEDİSİNİ YARATAN ZİHNİYETİN TEMSİLCİLERİ BUGÜNÜN SÖZDE POLİTİKACISI, TARİKATÇISI, CEMAATÇİSİ, İŞ ADAMI… ARALARINDA HİÇ BİR FARK YOK. EN SÖZDE, EN BANAL AHLAK KAYGISI TANIMADAN EN ÇILGIN VE GÜNAHKAR İFTİRALARI ATMAKTA BİR SAKINCA GÖREMEYECEK KADAR VİCDAN DÜŞKÜNÜ OLDUKLARINI İSPAT ETTİLER. CIA KORUMASINDA, KÖMÜNİZMLE MÜCADELE DERNEĞİ İLE BAŞLAYAN İHANET SERGÜZEŞTİNDE BİR HOCA, MİLLETİNE VE DEVLETİNE EN İNANILMAZ SALDIRILARI HAZIRLAYIP UYGULAYABİLECEK GÖZÜ KARALIĞI İSLAMIN HANGİ AKİDESİNDEN SÜZEREK ALMIŞ OLABİLİR Kİ? BÜTÜN BUNLAR NE İÇİN? MUAVİYE VE YEZİD NE İÇİN YAPTIYSA ONUN İÇİN! İSLAMIN ALTIN ÇAĞI HENÜZ SONA ERMEMİŞKEN, ANILAR VE SÖZLER ONCA TAZEYKEN, HASAN-HÜSEYİN-ZEYNEP’E O MUAMALEYİ REVA GÖRENLER ELLERİ DEĞİL AMA BEYİNLERİ VE VİCDANLARI KANLA BOĞULMUŞ HALDE FARK ETMEDEN VE FARK ETTİRMEMEYİ BAŞARARAK YAŞAYIP GİDİYORLAR. EVET! İNTİHAR EN BÜYÜK BAŞKALDIRIDIR. PARA UĞRUNA, MAKAM UĞRUNA, GÜÇ ADINA HER GÜN ÖLENLER VE TEKRAR UYKUDAN UYANDIRILARAK AZAP ÇEKMEYE MAHKÜM OLANLARIN DRAMI YANINDA ALİ TATAR’IN ÖLÜMÜ BİR ŞAHADETTİR ASLINDA. KARALADIKÇA, VİCDAN KANATAN O SÖZLER YANDAŞ VE YALAKA BASININ SATIRLARINDAN ÇIKIP, AĞIZLARDAN DÖKÜLDÜKÇE NE BÜYÜK YANGINLARIN YÜREKLERİNDE ÇIKTIĞINI FARKEDEMEYECEK KADAR MUAVİYELEŞTİKLERİNİ FARK EDEMİYORLAR. MUAVİYE, GELECEKTE KENDİSİNİN NEYİ TEMSİL ETTİĞİNİ BİLSEYDİ YAPAR MIYDI YAPTIKLARINI. ASLA! SAYGILARIMLA.

2010-01-04 12:23:47

________________________________________

madenci

Tatar yarbayın intiharı ile alay eden”kendini erminin önüne atyorlar”diyen yandaş ve dönek takımının geldiği nokta alçaklıktır evet alçaklıktır.yapılanları onuruna yediremeyen ali yarbay bir ders vermiştir,onurlu olma dersi.tatar yarbayın toplantı yaptılar dediği tarihte sayın perinçek tutukludur.söylenen yalanlar yazılan iftiralar canlar almaktadır.her gün köşelerinde yalanlar üretenler nasıl bir vicdana sahiptirler ama şaşılacak bir şey yok,dolan cüzdanları efendilerinden aldıkları aferinler onları her gün biraz daha aşağılara çekmektedir.demokrasi yalanlarına tav olan bir kesim ceza alan tayyarlara sahip çıkmaktadır,peki balbay,hikmet çiçek,aydınlık muhabirleri,tuncay özkan gazteci değilmi,onların hakkını kim koruyacak.yandaş tetikçilere sahip çıkmak uğur mumculara hakaret olmazmı,bunları görmemek ya saflıktır yada art niyettir.

2010-01-04 11:41:12

________________________________________

Misafir – maleyaaaaa

Acaba ihtihar mı etti.öldürüldüler mi?

2010-01-04 11:30:07

________________________________________

Misafir – rasque

türk’ün ateşle imtihanı yeniden mi ola cak…ama bu sefer içerdeki düşman ile, yahu cephede savaşırken karşında düşman mertçe görüyorsun,,ama bunlar para için onurunu,şerefini ve vatanını satanlara af yok…

2010-01-04 11:26:06

________________________________________

Misafir – yorgun

kimbilir adama ne denli onur kırıcı davranıldı ki bir daha o muamele ile karşilaşmaktansa ölümü tercih edecek hale geldi.bunu ancak insan onurunun ne olduğunu kendinden bilen,hisseden anlar.bilmeyen de istediğini desin zaten on paralık değeri bile yoktur dediklerinin.insan sözünün değeri o insanın onur bilincinden kaynaklıdır.

2010-01-04 10:29:24

________________________________________

Misafir – yorumcu

bir albayın ifadesini almak için dört saat ayakta bekletildiğini okuduk ifadeyi böyle alanlar hapiste iyi davranabilirmi

2010-01-04 09:29:21

________________________________________

Misafir – Özcan

Ali Yarbay`in intihar etmesi, kendini yalniz hissetmesi, birazda bizlerin sucu degilmi? Herhangi bir yerde ufak tefek sebeblerden dolayi, mesela siradayken sira kavgasi cikarirken biz ahmaklar Vatanin bölünmesine, Vatanseverlerin yok edilmesine nasil seyirci kaliyoruz, nasil?? Silivrideki Vatanseverleri haydutlar ile ayni kefeye koyanlara karsi ne yapiyoruz? Önce bu sorunun cevabini bulmamiz gerekiyor…Nur icinde yat Ali Yarbayim.

2010-01-04 02:08:11

________________________________________

Misafir – ThunderClap

“Ali Tatar’ı da hangi koşulların silahı beynine dayamaya zorladığını bilmek mümkün değil.” dedikten sonra bu konuda hersey yoruma aciktir… ister yukaridakinin dedigi ister berikinin dedigi… gercekler zamanla ortaya cikacaktir… gerisi yorumdur…

2010-01-04 01:43:35

________________________________________

Misafir – Gezgin Mehmet

Sayin Idil’in belirttigi gibi ruhsal bozukluk olarak intihar etme olayi ayni zamanda genetik bir hastaliktir ama yigit Ali Tatar’da bu durum söz konusu degildir. Korkaklik hiç degildir, çünkü seçtigi meslek cesurlarin yeridir. Geriye vazifesine olan bagliligi ve sorumlulugu geliyor. Gördükleri bir ihaneti belgelemektedir. “Kahr içinde yasamaktansa …” diyebilmistir bu yigit askerimiz. Son sözü nedir ailesine: “Hainlerin parmaklari bizi isaret ediyor!”. Ali komutanim günümüzde kaç kisi var “Her gün ölecegime, bir kez ölürüm” diyebilen. Ama sizler yinede yalniz degilsiniz!

2010-01-04 01:33:53

________________________________________

Ali Kılıç BOZOK

Herkes Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, AKP’li Melih Gökçek midir? Hayır değildir! Belediyeye ait tüm yerleri koruyan bir güvenlik şirketi vardır. Toplam çalışanı 1000 e yakın olan bu şirketin ortağı olmamasına rağmen bilin bakalım kim yönetir? Melih Gökçek’in Karısı şirket merkezinde tüm gün bulunarak şirketi sevk ve idare eder! Ama sıfatı olmadan… Dahası Ankara da yapacağınız her alış veriş merkezi inşaatı için melih gökçeğin oğlundan ruhsat almanız gerekir! Ama Melih Gökçeğin oğlunun resmi bir sıfatı yoktur. Peki bu ruhsatı neye göre mi verir? AVMden kat karşıığında ruhsat verir. Ankarada Şehirlerarası Otobüs Terminalinin taksi durağını kim işletir? Melih Gökçeğin oğlu işletir, hangi sıfatla yapar peki bu durağın kontrolünü resmi bir sıfatı olmadan yapar. Terminaldeki taksi durağına binlerce dolar verir arabanızı kayıt ettirirsiniz! Karşılığında makbuz ve fiş alamazsınız o ayrı! Ankara kasaba taşımacılığında kullanılan midibüslere mahkum bırakılmıştır. Belediye bazı semtlere otobüs koymayıp sadece özel midibüsle sefer yapanlara ruhsat vermektedir! Üstelik sadece belli marka ve model midibüsleriniz olmalıdır! Aksi halde ruhsat verilmez! Bu markayı kim sata? Bildiniz Melih Gökçek’in oğlu… Başkent takımı Ankaragücünün başkanı kimdir? Melih gökçek in oğlu… nasıl gelmiştir oraya parayla… Daha sayalım mı? Bütün bunlardan sonra TV lere çıkıp şeref üzerine yemin eder milyonlarca kez… Melih gökçek, şerefine sahip çıkar, devamlı gülümseyerek ve yeminler üzerine yeminler ederek… Herkes Melih Gökçek mi? Yemin etsin, şerefsizsin deyip de şerefine sahip çıksın…

2010-01-04 01:31:22

________________________________________

iyiadaminbiri

aşıklar gördüm aşkı için intihar eden beraberce boğaz köprüsünden atlayan, onurlu japonlar duydum kobe beledye başkanı gibi depremden sonra su şebekesini yetiştiremedim diye intihar eden, işadamları duydum iflas ettiği için gururuna yediremediğinden intihar edenleri, asker duydum çiğiltepeyi 15 dakika geç elegeçirdim diye intihar eden, ama sübyancı duymadım suçlu olduğu için dayanamam diye intihar eden, hortumcu duymadım yetimin yüzüne bakamam diye intihar eden, hain dumadım vatanını sattığı için pişman olup intihar eden.

2010-01-03 23:50:05

________________________________________

yakup cemil

Genelkurmayin zafiyeti O Askerin Intiharina sebep olmustur.O Asker yalniz birakilmistir.Hicbir destek almamis,alamamistir.Genelkurmayin Psikoloji Uzmanlari yokmu,yoksa niye yok,varsa neredeler?…Süleyman Askeriden beri Intihar eden Askerlerin bir sekilde yalniz birakildiklarina inaniyorum…

2010-01-03 23:26:11

________________________________________

Misafir – kutbülaktab

intihar etmeyecegiz cünkü cekecegimiz iztirablar daha zevkli. mukavemet gösterecegiz. cocuklarimiz icin, eslerimiz icin. insanligin sanli tarihi intihar edenlerin degil mukavemet gösterenlerin cilekes omuzlarinda yükseldi.

2010-01-03 23:02:32

________________________________________

Misafir – ROOM

UNUTMAYIN ! ALBAY TATAR BIR HARBIYELI ATATURKCU BIR ASKERDI VE ULKESIN SEVDIGI ICIN VE ULKESINE ZARAR GELMESIN… ESINI DUL VE COCUKLARINI YETIM BIRAKMIS BIRI RAHAT UYUSUN

2010-01-03 22:58:32

________________________________________

Misafir – Devrimci Destek

Ölüme meydan okuyarak gerekli yerlere gerekli mesajı veren Ali Yarbayımızı, 1945’lerden sonra kesintiye uğrayan, Anadolu Aydınlanma Devrimini bilinçlerimizde tetikleyen yiğit bir devrimci subay olarak kalbimize kazıdık. Türkiye bu süreçten 1923’ü de aşan biçimde büyük bir devrimle çıkacaktır. O, bu devrime ölümüyle katkı yapan devrimci bir subay olarak tarihte hak ettiği yeri alacak, bundan kimsenin kuşkusu olmasın. “Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar, uzaktan duyduğunuz çakalların ulumasıdır, safları sıklaştırın çocuklar, bu kavga -islamcı- faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgası”

2010-01-03 20:42:43

________________________________________

Mavera ün keder

Gerçekten Müslüman olsalar bir ölünün arkasından iftiralar sallamanın en büyük günah olduğunu bilirlerdi aslında. Artık kendilerini savunamayacak halde olanları suçlayıp durmanın, “helalleşme” fırsatının da kalmadığı bir ortamda o sadece kendilerine mahsus kılındığını zannederek Yaradana şirk koşup durdukları cennetin kapılarını bir daha açılmamacasına suratlarına kapatacağını bilirlerdi. Ve Türk olsalar, “ölünün arkasından kötü konuşulmaz” şeklindeki özdeyişi bilirler ve buna bari saygı gösterip çen çen çene çalmazlardı o münafıklar.

2010-01-03 20:41:56

________________________________________

bülent opt.

Ortadoğuyu avrupaya bağlayan bölgede hertürlü entrikaya direniyor Türkiye. Direniş cephesi genişliyor,Düşmanda işbirlikçileriyle saldırıyı şiddetlendiriyor.Düşman birşeylerden korkuyor!!Direk saldıramıyor.Hava kurşun gibi ağırlaşıyor.Bir sancı var. Birşeylere gebe bölge.Mezarlar kazılıyor Ölecek olan kim belli değil.İşbirlikçiler oryantaller gibi kıvırıyor.Türk’ü Tarih birdaha tanıyacak.Biz intiharı tanıyoruz.Büyük Taarruzdan.Alınacak tepenin zamanında alınamadığı bir zamanda.

2010-01-03 20:24:27

________________________________________

Samarra

Öyle her babayiğidin harcı değildir, onurdan haberi olmayanlarca onursuz davranışlara maruz kalmaktansa buz gibi aklıyla, delikanlı yüreğiyle seçim yapmak! Geri dönüşü olmayacağını bilerek! Bir küçük parmak hareketiyle kendi ‘nefes’ini sonlandırmak! Hiç bir şerefsize boyun eğmeden! Yırtmak için intihar etti diyenler hayatta hötlerinin yiyemeyecerği bir işin dehşetli saygısını kıskanarak çatlıyorlar hasetlerinden! Bu bir onur intiharıdır, onursuzlara ancak kıskanmak düşer! Ha, bir de çenelerini kapatmak.

2010-01-03 20:17:33

________________________________________

Misafir – terapi

Kaleminize sağlık, ne zamandır beni bu kadar vuran bir yazı okumamıştım. Teşekkürler.

2010-01-03 20:13:50

________________________________________

Misafir – can

Onursuzlar ne anlar şerefle yaşamyı? Deniz feneri hamileri neden hala yerlerınde oturuyor? Tsk duşmanları yeter artık bu düşmanlık ölüden bile korkar oldunuz ama acaba sizler nasıl nefes vereceksiniz??!!!

2010-01-03 19:35:42

________________________________________

Misafir – muhyiddin

ONUR VE ŞEREFİN NE OLDUĞUNU BİLMEYEN YANDAŞ MEDYA VE ZEVATINA ANLATMAK İSTERİZ FAKAT ANLAYABİLİRLERMİ ONU BİLMİYORUM…

2010-01-03 19:27:23

________________________________________

Misafir – asimetri

Genelkur bask. silahli kuvvetler asimetrik saldiri altinda diyor. Bunun turkcesi kalles saldiridir. Kahpe ve kallesligi huy edinmis bir dusmana karsi bazen elinde karsi koyacak hicbir silahin olmaz ya. iste budur asimetrik taaruz. Allah dusmanin namerdinden korusun diye bosa dememis atalarimiz. Yandas basin ve hukuk, ahlaksizlik ve kalleslikleriyle bu kardesimize de onuruyla olmekten baska care birakmadi. Mekani gonlumuzun en yuksek yeridir. Umarim allah katinda da oyledir.

2010-01-03 18:55:28

________________________________________

Misafir – Arkadaş

Nazım karşıt fikre sahip biri de olsa “Akif inanmış adam” der mehmet akif için. Yiğidin hakkını yiğide verir. Allah günahlarını affetsin. Belli ki yiğit bir adamdı. Herhal Arkadaşlarına kendi yüzünden bir zeval gelmesin diye bunu yaptı.

2010-01-03 18:24:55

________________________________________

Misafir – KAMIL ER

Böyle insanlara ne denirki.Desenizde anlamazlarki KANSIZLAR

2010-01-03 18:22:42

________________________________________

Misafir – ozan

psikoloji insan onurunu da açıklayabiliyor mu bu gibi durumlarda.insan onurunun ne büyük bir değer olduğunu sadece ona sahip olanlar anlayabilir.

2010-01-03 18:16:23

________________________________________

Misafir – Dara Çolakoğlu

Bana göre Almanya’dan çıkmış 1. Adam Kurt Tucholsky’dir ( 1895-1935). Kitaplarının yakıldığını gördükten ve Nazilerin Carl von Ossietzky’ye yaptıkları işkenceyi, kendisinden saklanmasına rağmen, öğrendikten sonra intihar etmiştir. Size onun yazdığı ve benim 1985’te Türkçe’ye aktardığım son şiirini yazıyorum: ” Paralellerin kesiştiği yere, Oraya uçuyorum. İyice özleyeceğim kendimi ah, Bir gün öldüğüm zaman. En iyisi susmak, Görür gözünü açan. Ölmek, Çekip kaşığı çıkarmak tutkaldan”

2010-01-03 17:47:16

________________________________________

Misafir – adamer

intihar belli şartlarda dışarıya karşı belli eylemleri yapmak için kendini programlamış ve bunu idealize etmiş -fikri sabit -zorunlu fikir – haline getirmiş kişilerin bu şartlar oluşması halinde dışarıya karşı fiilini yapamaması durumunda bunu varlığının anlamsızlaşması ile kendine yöneltmesii ile oluşur. haksızlık karşısında zulmeden kişiye mani olmak şeklindeki bir eylemi zorunlu düşünce haline getirmiş bir kişi haksızlık karşısında bu eylemi gösteremez ise yaşamının bir anlamı kalmaz ve acı içinde bir trajediyi yaşar çaresizlikle kendisine döner ve intihar eder bu niye herkezde olmaz da bazılarında olur ?bu özel bir ruh halidir kişinin özelliği ,şartlar hayalin kırılış büyüklüğü ve yaşamın anlamsızlaşması kişiden kişiye değişir ..

2010-01-03 17:37:11

________________________________________

Misafir – arslanalioğuztürk

genel kurmay bu onurlu yarbayın intiharından sonra iyice düşünmelidir.artık hukuka saygılıyız diye hukuksuz şekilde derdest edilen mensuplarını artık bu çakalların önüne atmamalıdır.artık çok gizli yerlerini abd emperyalizmine hizmet edenlere açmamalıdır. bunun için tsk da hukuk içinde kendi gardını almalıdır. birilerinin istediği acz içndeymiş gibi görünmemelidir.bu psikolojik savaşa karşı durmalı tüm yurtseverlerin istediği gibi davranmalıdır. hukuk sadece abd ve ab emperyalstleri ile onların uşakları için yoktur. biz türk ulusu sizin vatan evlatlarımızın yanındayız.bu çakalların kuyruklarını kıstırıp vaşingtona kadar yolları var.

2010-01-03 17:33:44

________________________________________

Misafir – adım

Tahliliniz yetersiz.İnsan onurunu hesaba katmamış yaklaşımınız var.Ali Tatar kensine yapılan haksızlığı protesto ettiğini kendi mektubunda da belirtmiş.Onurlu insanların onur kırıcı davaranışları reddetmesidir bu…

2010-01-03 17:25:13

________________________________________

Misafir – kalander

Her insan gibi geçmişinde yaptığı konuyla ilgisi olmayan bir beşeri hata savcı tarafından şantaj olarak kullanılıyorsa intiharı tercih edebilir. Silivride hapis yatmaktan korkup intihar etmezdi. Orada yatanlar toplumun bir kısmınca kahraman olarak görülüyorlar.

2010-01-03 16:51:07

________________________________________

Misafir – serserize

Eklecek çok şey bırakmamışsınız. Ama bir cümle ekleyeyim. İNTİHAR YENİDEN DOĞMAKTIR YAŞAMA,DÜNYAYA,YANIBAŞINDA OLMAKTIR ÖLÜMÜNLE İNSANLARLA….

2010-01-03 16:35:20

________________________________________

Misafir – ÖLÜM

ALBAYI FETULLAH ZULMÜ ÖLDÜRDÜ.

2010-01-03 16:14:49

________________________________________

Misafir – bulent kahraman

“yırtmak için öldü” diyerek alçalanların, her gün intihar ettiklerinin farkındamısınız? Her gün kendilerinden bir değeri vererek yok olur bu yaratıklar!

2010-01-03 16:11:07

________________________________________

Misafir – Hasan Tevfik

Ülkemizde “yırtmanın” çocuk oyuncağı olduğunu bilecek kadar pisliğin içine bulaşmış insanların çok sesli korolarından, onurları için intihar eden, ölümü seçen kişileri anlamalarını beklemek saflık olur.

2010-01-03 15:52:18

________________________________________

Misafir – düşünen

Şerefsizliğ Şeref sayan zavallılar ancak”Kurtulmak için hayatına son verdi.Hapisten yırtmak için öldü.”diyebilirler. Çünkü onlar zaten yaşmıyorlar,Kurşun askerlerdir,Düşünmezler sadece söyleneni yaparlar.

2010-01-03 15:37:43

________________________________________

Misafir – Hilmi Kayıhan

Bu alçakların müslüman olmadıklarını haçlı olduklarını bu söylemlerinden anlayabiliriz. Dün İngiliz’e uşaklık yapıyorlardı şimdi de ABD’ye.. Efendi olmayı bilmezler mutlaka bir güçlüye kulluk yapacaklar.

2010-01-03 15:31:06

________________________________________

Yaman Onursuz ve şerefsiz insanlar, bir insanın onuru ve şerefi için kendini öldürmesini anlayamazlar.

03.01.2010

Mümtaz İdil

Odatv

Scroll to Top