Merhaba Ali,
Biz geldik.
Sen gelmeyince biz de bekleyemedik.
Konu komşuyu, emmiyi dayıyı, halayı teyzeyi, akrabayı talukatı aldık.
Seni seven, memleketi seven bütün canlara bütün dostlara haber verdik. Senin anlayacağın gelebilen her canı yanımıza alıp geldik.
Bu karakışta sana nefes olmaya, seni ısıtmaya, senin davanı devralmaya geldik.
Karanlıklara çaktığın ışığı tutmaya, canlandırmaya geldik.
Düşmanlara inat korkuları yendik,
Başımız dik anlımız açık, er meydanına çıkar gibi işte burada toplandık.
Belki çok değiliz ama içimizdeki inanç çok büyük. Biliyoruz aydınlık günler uzak değil.
Bakma sen gözyaşlarımıza,
Bunlar hasretten
Yoksa senin yanımızdan ırak bilmiyoruz.
Ama gel gör ki özledik seni.
Gel gör ki mantık ne derse desin yürek söz dinlemiyor.
Ama bilincimiz hala dik duruşunu sürdürüyor sürdürecek de.
Zira dede musamızdan miras bize zulme karşı dik duruş.
Kerbelada Hüseyinin duruşu bu,
Zahite karşı Hallacın,
Hınzıra karşı Pir Sultanın duruşu
Zindanlarında sehpalarında zalimin;
Denizlerin Erdalların Abidinlerin duruşu
Bu gün karanlıklara senin haykırışın yeni karşılıklar buluyor. Senden ayrılmamıza sebep olanlar karşımıza çıkamıyorlar. Biliyoruz ki gece uykuları kaçıyor.Kararlılığımızdan korkuyorlar. Bilsinler ki vazgeçmeyeceğiz bu davdan.Bilsinler ki peşlerini bırakmayacağız. Elimiz her iki cihanda yakalarında Ve bilsinler ki gözyaşlarımız boyunlarında ağır bir zincir ve akıttıkları kanda ve gözyaşında boğulacakları gün yakında.
Hani beraber dinleyip beraber ağladığımız hasretin deyişiyle Hoşcakal canım hoşcakal gülüm,
Oy seni gülüm, oy seni
Kirpiklerin gözleri Kucaklaması gibi
Kucaklarım seni. Kucaklarım Ali
19 Aralık 2010