Kaşıkla Verip…

Islak imza…

İrticayla Mücadele Planındaki imzanın Albay Dursun Çiçek’e ait olduğunu Jandarma Kriminal Dairesi de tespit etti. Henüz yargı kararı yoksa da en azından kanıtla ilgili kuşkular büyük ölçüde ortadan kalktı…

AKP basını sonucu kendisi için zafer sayıyor. Islak imzayla ilgili tereddütleri dile getiren yazıları “Nasıl da şiştiler” tonunda alaya alıyor. Bizim “ıslak imza makinesi” haberinden de söz ediliyor.

Biz hiçbir yazıda  Albay Çiçek suçsuzdur, soruşturma yapılmasın vs. demedik.

Ancak kuşkulu gelişmeler gözlendiği için (önce fotokopi ortaya çıktı, sonra imzasız ihbar mektubu, peşinden Taraf gazetesine bırakılan iki mektup daha, vb) kanıtları sorgulama ihtiyacı duyduk. Gazetecinin görevi de bu değil mi?

Islak imza makinesi haberini verdiğimiz yazıda ( 28.10. 2009) aynen  şöyle demişiz:

“Albay Çiçek’in imzası böyle bir makineden çıkmış olabilir. Olmayabilir. Hukuki süreç tamamlanmadan hiçbir şey söyleyemeyiz.”

Yazımızın sonunda şöyle diyoruz:

“TSK’yı kurum olarak da hırpalayan bu duyarlı konuda hukuki süreç ve sonuç neden beklenmiyor?”

Hukuka ve yargıya inanan herkesin her davaya bu sorularla yaklaşması gerekmez mi? Bir acı örnek; “Yarbay Ali Tatar intihar ettikten 19 gün sonra Emniyet Kriminal ‘suikast notundaki yazının onun eli ürünü olmadığına’ dair rapor verdi” (Milliyet 25 Şubat) Bu dramı düzmece kanıtlara dayalı haberler yarattı. İstenen bu mu?

04.02.2010

Melih Aşık

Milliyet

Scroll to Top