“Evet, benim dostum, silah arkadaşım Ali Tatar’ı kim öldürdü? Kafasına sıktığı bir kurşun mu? Yoksa onursuz bir soruşturmada haksız yere suçlanmak mı?
Kimdir katiller?
Ali Tatar, 1989’dan beri dostum olan, aynı üniformayı paylaştığım silah arkadaşım, Deniz Kuvvetlerinin tüm okullarında başarıyla görev yapmış, sevgili arkadaşım, kim kıydı sana?
İki ayrı dalda yüksek lisans yapmış, eğitim gönüllüsü, kim kıydı sana? Kalk o soğuk taştan ve söyle. Haykır bu vatanın gerçek düşmanlarının, vatan hainlerinin adını.
O silahlı kuvvetlerindeki üstün başarılarından dolayı şerit ve rozetler alan üstün nitelikli bir subaydı. Aleviydi, ama ben öldüğü zaman öğrendim. Onun için tek önemli şey vatandı, göreviydi, eğitimdi.
Daha kaç subayın canına kıyılması bekleniyor? Kaç subayın daha onuruyla oynanacak? Siz Sayın Genel Kurmay Başkanım, siz daha kaç subayın lojmanlardan, görev yerlerinden polis tarafından alınıp, onursuzca sorgulanmasına izin vereceksiniz? Siz burası hukuk devleti, biz de hukuka saygılıyız diyorsunuz. Karşınızdakiler sizin hukuka saygı gösterdiğiniz kadar saygı gösteriyorlar mı?
Ateş düştüğü yeri yakıyor. Şu an beni yakıyor. Biz bu vatan için yanmak için TSK’ya girerken yemin ettik ve emekli de olsak, görevde de olsak bu yemine hala sonuna kadar sadığız.
VATAN SAĞOLSUN!”
Serhat Tuna
Milliyet