Sayın Aysel Çelikel,
Ben Merhum Dz. Ög.Yb.Ali Tatar’ın abisiyim. Yaklaşık 2.5 yıl önce ÇYDD kurucusu merhum Türkan Saylam’ın da bir şekilde içine dahil edildiği ve adına “Ergenekon” denilen karanlık sürece kardeşimi kurban verdim.
Kendisini Deniz Kuvvetlerine ve eğitime adamış bir onurlu bir Türk subayı olan kardeşim bu süreçte aslı astarı olmayan birçok suçlama ile karşı karşıya kaldı. Kendi komutanına suikast hazırlamaktan tutunda, öğrencilerine gencecik teğmenlere uyuşturucu temin etmeye ülkeye ve kendi halkına karşı yasadışı faaliyetler yürüten örgüte üye olmaya kadar. Ortada bu suçlamaları destekleyebilecek hiçbir somut kanıt veya şahit bulunmamasına karşın, imzasız ihbar mektupları ile tutuklandı. Yoğun çabalarımız sonunda iddialardaki tutarsızlıkların ortaya konması ile tahliye oldu. Ancak biz daha tahliye sevincini yaşayamadan yine hiçbir yeni kanıt ortada yokken tekrar tutuklama kararı çıktı. Bütün bu olup biten karşısında son derece yıpranan, olanları kabullenemeyen ve bunları onuruna yediremeyen kardeşimi tutamadık. Onun isyanının önüne geçemedik ve onun kendi canına kıymasını engelleyemedik. Bizleri derin acılar içinde bırakarak ebediyete intikal etti.
Gerek tutuklama sürecinde gerekse de yaşamını yitirdiği süreçte malum basın yayın kurumlarının ağır saldırıları ile karşı karşıya kaldık. Zaten bu sürecin acı ile noktalanmasındaki en önemli etkenin bu olduğunu bugün daha iyi görüyorum. Öyle ki biz acımızı yaşamaya fırsat bulamamışken bu saldırılar devam etti. Açıkçası bunlarla mücadele etmenin ne kadar zor olduğunu ve mahkemelerin nasıl bir hızla evrildiğini yaşayarak gördük.
Kardeşime yöneltilen suçlamalar ile ilgili belgelerin arasına rahmetli Türkan Saylam’a yazılmış iki adet mektup da konmuştu. Esasen bununla ÇYDD nin ve rahmetli Türkan Saylam’ın da yaratılan karanlık kaosun içine çekilmek istendiği anlaşılıyordu. (Ki sonuçta aynı davanın içine bir şekilde dahil edildi.)Biz baştan beri kardeşim rahmetli Ali Tatar’ın esasen sivil üniversitede okuyup eğitim uzmanı olduğunu, kendisini çağdaş eğitim mücadelesine adadığını ve bu bağlamda Türkan Saylam gibi bu ülkenin yüz akı bir insanla irtibatlandırılmasının bize ancak onur vereceğini söyledik. Ölüm yıldönümünün yaklaştığı bu gün de aynı düşüncelerimizi koruduğumuzu her platformda ifade ediyoruz. Türkan hanımın taşıdığı bayrağı devralan sizin özellikle de bu dönemde ateşten gömlek giydiğinizi de biliyoruz. Cumhuriyete aydınlık nesiller yetişmesinden ve zorda kalanın yardımına koşulmasından başka bir amacı olmayan ÇYDD deki çalışmalarınızda sizlere kolaylıklar diliyoruz.
Yukarıda anlattığım süreç içerisinde özellikle bizi çok yaralayan bir gazete haberi üzerine açmış olduğumuz dava 2.5 yılın sonunda nihayet geçenlerde sonuçlandı ve avukatlık masraflarından sonra yaklaşık 10.500 TL tazminat ödemesi yapıldı. Biz Ali Tatar’ın ailesi olarak bu paranın en doğru adresinin ÇYDD olduğunu düşünüyoruz. Eğer kabul buyurursanız, bu parayı çalışmalarınıza kardeşim Ali Tatar’ın aziz hatırası adına küçük bir katkı olarak sunmak istiyoruz.
Saygılarımla.
16 Mayıs 2012